Coronavirüsün etkilerinin iyice baskısını arttırdığı, ABD’nin nisan ayı petrol kontratlarının fiyatı dışında hiçbir olayın gündeme gelemediği şu günlerde, bizde geçmişe dönük bir muhasebe yapalım istedik.

Gündemi yorumlamak, fikir sağanağı içinde ahkamlar kesmek elbette son derece kolaydır. Önemli ve zor olan bu iddiaları sağlam argümanlarla destekleyebilmek kadar yorumlardaki tutarlılığı yani öngörülerinizin gerçekleşme oranıdır.Bizde burada daha önceki yazılarımızda neler söylemişiz, ne tarz eleştiriler gelmiş ve sonuçta neler olmuş onlara bakacağız.

27.09.2019 tarihli İngiltere ve ABD Ticaret Anlaşması İmzalıyor yazımızda, o günler için oldukça marjinal sayılabilecek tahminlerde bulunmuştuk.

Tahmin: ABD ve İngiltere yanlarına Hindistan, Vietnam, Japonya gibi ülkeleri de alarak Trans Pasifik ticaret anlaşması imzalamayı planlıyor. Ekonomik olduğu kadar, siyasi ve hatta askeri dengeleri de kökünden değiştirecek bu anlaşma çok da uzak değil.

Eleştiriler: Gelen eleştirilerin çok büyük çoğunluğu, İngiltere’nin AB’den çıkamayabileceği yönünde idi. Böyle bir anlaşmanın imkânsız olduğunu iddia eden değerli hocalarımız bile oldu.

Gerçekleşen: ABD ve İngiltere’de böyle bir anlaşma için teknik çalışmalar resmen başladı bile. Corona virüs öncesinde hedef Temmuz 2020 idi ancak bu durumda biraz ötelenebilir. Japonya ve Hindistan’da bu anlaşmaya “gözlemci” olarak takip etmek istediklerini resmen beyan ettiler.

07.11.2019 tarihli İngiltere Seçimleri yazımızda seçimlerle ilgili bazı iddialarda bulunmuştuk.

Tahmin: Boris Johnson liderliğindeki Konservatif Parti %37 ile %45 arasında bir oy alarak Brexit’i gerçekleştirebilir.

Eleştiriler: Gelen eleştirilerin çoğunluğu “çok uzun zamandır adada böyle bir oy çıkmadığı”, “ekonominin kötüleşmesinin hesabını halkın soracağı”, “iktidar olsa bile Brexit için gereken sandalyeyi alamayacağı” minvalinde idi.

Gerçekleşen: iktidardaki Muhafazakâr Parti Boris Johnson yönetiminde %43,6 oy oranı ve 365 koltuk ile mecliste tek başına yeterli çoğunluğu elde etmeyi başardı.

13.01.2020 tarihli Dünya Ekonomisinde 2020 Beklentisi yazımız yayınlandığında coronavirus dünyayı bu derece yıkmamış, tüm dünya olağan hayatında idi. Her ne kadar iddialarımızın büyük çoğunluğu henüz yılın ilk yarısı bitmeden gerçekleşmiş olsa da etken değiştiği için değerlendirme dışında tutuyoruz.

 15.03.2020 tarihli Coronavirüsün Global Ekonomiye Etkileri yazımızda, virüsün global ekonomiye yapmasını beklediğimiz etkilerini yazmış idik.

Tahmin: Lokal ve global büyüme durur, global yatırımlar durur, üretim büyük ölçüde yavaşlar, tüketim ciddi oranda düşer ve altın talebi artar idi.

Eleştiriler: Gelen yorumların büyük çoğunluğu benimle aynı fikirde olmakla beraber, “felaket senaryoları yazmanın anlamsız olduğunu, böyle durumlardan çıkışın kolay ve etkilerin geçici olduğu” fikrini savunan eleştiriler de geldi.

Gerçekleşen: tüm büyüme rakamları, yatırım ve üretim miktarları çakılmış durumda. Tüketim oldukça alt seviyede ve altın yukarı doğru trendle hareket ediyor.

16.03.2020 tarihli Yakın Gelecekte Global Ekonomide Neler Beklenebilir?  Yazımız oldukça iddialı iddialı idi.

Tahmin: Brexit’ten sonra AB ekonomisinin eskisi gibi bir güç olması son derece zor olduğunu, doğal sonuç olarak Yunanistan, Portekiz, İspanya ve hatta İtalya gibi ekonomisini AB fonları ile döndüren ülkelerde sorunların artacağını;

Petrol fiyatının nisan başında 30 USD’nin de altına ineceğini, hatta 20 USD’nin bile altını zorlayabileceğini;

ABD’nin OPEC ve Rusya’nın “kaya gazı” sektörüne yaptığı ekonomik zorlamaya karşı nasıl bir tepki vereceğinin kestirmenin zor olduğunu, anlaşmadan tutunda başka cephelerde savaşa kadar değişen bir alternatifleri olduğunu;

Eleştiriler: AB’yi çok hafife aldığımı, halen dünyanın en sağlam ekonomik örgütü olduğunu, EURO gücü ile ekonomilerini finanse etmeye devam edebileceğini iddia edildi. Ayrıca bilhassa İtalya için “benim yazdığım kadar yardıma muhtaç olmadığını” düşünenler de vardı.

Petrolün 20 USD’nin altına inmesinin “teknik olarak mümkün olmadığını” ifade eden üstatlarımız, ABD’nin bu işe çok da müdahil olmayacağını söyleyenler oldu. Bunların yanı sıra OPEC ile Rusya’nın aslında aynı tarafta olduğu “danışıklı dövüş” yaptıkları tezime karşı çıkanlarda büyük çoğunluk idi.

Gerçekleşen: Coronavirüs ile daha da çaresiz kalan İtalya ve İspanya’nın yardım talepleri karşılanamadı. Almanya’nın önderlik ettiği yardım kapasitesini yetersiz bulan İspanya AB’ye rest çeken ilk ülke oldu. Bugün gündeme düşen 1 Trilyon EURO ‘lük paketinde 28 ülkeyi kurtaramayacağı aşikâr. Üye ülkelerden gelen ilk resmi tepkiler ise bununla sınırlı kalmaması, devamının beklendiği yönünde. Ancak AB ekonomisi bu finansmanı bile sağlamakta zorlanacakken, devamı gelebilir mi, şüpheliyim.

Brent petrol fiyatları 22 Nisan’da 16 USD seviyelerini gördü. Burada brent petrol ile ABD’de fiyatı “0” olan petrolün aynı olmadığını ifade etmekte isterim.

ABD, bilhassa üzerinde çok ciddi baskı yaparak, “üretim azaltılması” konusunda “aynı masaya bile oturmayan” OPEC ve Rusya’nın anlaşmalarını (!) sağladı. Ayrıca “kaya gazı üreten” firmalara destek paketi açıkladı. Bunun yanı sıra OPEC’in etkin bazı ülkelerine de ekonomik yardım (!) yaptı.

18.03.2020 tarihli Korona virüse Farklı Bir Bakış yazımızda da oldukça önemli tezler ileri sürmüş idik.

Bu yazımızın tamamı farklı tezler üzerine olduğu için tekrar burada yazmaya gerek görmüyorum. Ancak “ülkelerin vize kriterlerini değiştirebileceği”, “insanların daha konservatif yaşama başlamalarına”, “müstakil evlerin talebinin artacağı”, “klasik mesai anlayışının değişeceği”, “bazı devlerin batarken bazı yeni devlerin ortaya çıkacağı” öngörülerimiz gerçekleşmektedir.

06.04.2020 tarihli AB ve korona virüs yazımızda ise AB’nin geleceğine korona virüsün ne gibi bir etki yapabileceği konusunda önermeler çıkarmış idik.

Tahmin: Yani Brexit belki son darbe gibi gözüküyordu ancak son üç ayda yaşadığımız salgın AB’nin sonunu çok daha erken getirecek gibi gözüküyor.

Eleştiriler: Gelen eleştirilerin geneli “AB’nin de diğer herkes gibi belki zorlanarak ama bu global sorunun üstesinden geleceği” idi. 

Gerçekleşen: 23 Nisan’da Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Avrupa’nın virüs salgınına karşı verdiği tepkinin doğru olmadığını savundu ve Avrupa Birliği’nin ekonomik yardım olarak kredi vermektense bütçe yardımı yapması gerektiğini ve ayrıca yaşanan olağanüstü şoka verilecek doğru bir yanıt bulunamazsa Avrupa’nın bir geleceği olmayacağını da açıkladı.

Elbette gaipten haberler almıyoruz ve herhangi bir olağandışı bilgi veya haber kaynağımız da yok. Bu yorumlar; aylık en az 5 bin sayfa kitap okuyan, her sabah üç farklı dilde en az 15 gazete okuyan ve dünya gündemini çok farklı kaynaklardan takip eden, hayatı “anlama, sorgulama ve araştırma” felsefesi üzerine kurulu birisine aittir.

 Daha çok okudukça, daha çok şey bilirsin. Daha çok öğrendikçe, daha çok yere gidersin. – Dr. Seuss

Published On: Mayıs 1st, 2020 / Categories: Uncategorized /

Subscribe To Receive The Latest News

Curabitur ac leo nunc. Vestibulum et mauris vel ante finibus maximus.

Add notice about your Privacy Policy here.