Daha önce birçok defalar “dış hatlardan geliş” kısmını kullandığım İstanbul Yeni Hava limanının bu defa “yurt dışı çıkış” bölümünü de denemiş bulunuyorum. Verilen ismi, gerekliliği, maliyet analizi, yapım şekli ve devlet garantisi gibi “siyasi” tercih ile alakalı konulardan arınmış bir şekilde, 100’e yakın ülkeye ve yüzlerce şehre genelde hava yolu ile gitmiş birisi olarak fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Genelde 26 Milyar EURO maliyeti ile gündemde tutuluyor ancak terminal büyüklüğü 1,3 milyon metrekare, toplam inşaat alanı 76,5 milyon metrekare olan yeni hava limanı 2023 yılında tam olarak hizmete girdiğinde 6 bağımsız pisti, 500 uçak kapasitesi, 70 bin araçlık açık ve kapalı otoparkı ile yıllık 200 Milyon kişiye hizmet veriyor olacak olmasının da en az maliyeti kadar konuşulması gerektiğini düşünüyorum.

Kule tasarımı ödül almış. Gerçekten de güzel gözüküyor.

Öncelikle ulaşım: Benim uçuşum sabah 8’de olduğu için şafak vakti (İstanbul trafiği henüz başlamadan yani) Ataşehir’den arabayla 45 – 50 dk. civarında bir sürede ulaştık. İstanbul gibi bir metropoliten için gayet kabul edilebilir bir süre diyebilirim. Ancak trafiğin yoğun olduğu saatlerde ne kadar sürer gözümde pek canlandıramıyorum. Ama burada şunu söyleyebilirim ki, Londra, Moskova, NY, Paris, Tokyo gibi şehirlerde de eğer trafiğe takılırsanız durumunuz pek farklı olmaz.  Toplu taşıma sıkıntısı ise çok büyük eksi not. Dünyada gördüğüm hiçbir hava alanına mecburen otobüs, taksi veya özel araçla gitmek zorunda kalmadım. Taksi çok pahalı ve birçok taksici maalesef ki bu durumu suistimal edebiliyor. Yakında açılması planlanan “metro” bu konuda son derece çok önemli.. Otobüs için ise Ataşehir’den direk otobüs yok. Mecburen gecenin köründe Yeni Sahra’ya bir şekilde gitmek ve oradan binmek zorundasınız. Birçok semt aynı sıkıntıyı çekiyor. Fiyatı makul ve ilk zamanlardaki “sadece İstanbul kart” ödemesi şeklinin yanı sıra kredi kartı konulmuş bu da olumlu. İstanbul kart makineleri pek etik çalışmıyor. Neden kredi kartı ile 30 TL yüklenmiyor ya 20 ya da 50 TL? Ben turistim ve 50 TL üstü “köy sandığına” kalmak zorunda. Olmaz olmamalı.

Hava alanına ulaştıktan sonra sizi geniş bir giriş karşılıyor. Yeterli miktarda güvenlik geçişlerinin yine yeterli miktarda kısmı çalıştığı için sıra yok denecek kadar az idi. Kolay giriş hava alanlarında önemlidir. Mesela Londra, Paris gibi şehirlerde girişte arama yapılmıyor. Bizde deneyebilir miydik, bilemiyorum. Ama önce güvenlik tabii…

İnsanlar gittikleri hava alanlarının ihtişamı kadar, aldıkları hizmeti ve yaşadıkları tecrübeleri hatırlarlar.

Check in bölümü gayet ferah, kolay ve anlaşılabilir levhalarla donatılmış. THY ise pek fark yaratamamış, hayal kırıklığı oldu. İngiltere, Kanada, ABD uçuşlarında “Gözen Security” denetimi gerekiyor ve bu denetim Check-in öncesi ve kapı öncesi tekrarlanıyor. Bunda hava limanının bir suçu yok elbette ama bir eksikliği görmemi sağladı. Dış hatlar bölümünde check-in yapmak için beklemek zorunda kalırsanız; yiyecek vb. ihtiyaçlarınız için epey yürümek zorundasınız. Sıraya girmişseniz ise maalesef pek şansınız olmaz. Ücretsiz WIFI ise fark yaratmış. Dünyada pek az hava limanı bu hizmeti bedava veriyor. Hava alanında zaman geçirmek zorunda kalanlar adına ciddi bir olumlu not diyebilirim.

Check-in işlemi sonrasında pasaport kontrol bölümleri yine geniş ve yeterli. Görev yapan polis arkadaşlarımız da “merhaba, günaydın, iyi yolculuklar, iyi günler” gibi temel hitaplara karşılık verirlerse daha güzel olur. Pasaport sonrası ikinci güvenlik noktası epey mesafe. Bu mesafe bana biraz gereksiz ve abartı geldi. O kadar sıra olması imkansız gibi. İkinci güvenlik noktası hemen hemen tüm hava alanlarında var ve yeni hava limanında yeterli derece yapılmış kanaatindeyim.

Duty Free bölümünü ise geniş, ferah ancak pek yolcu dostu bulmadım. 2023 yılında yolcu sayısı 200 Milyona ulaştığında bile yolcuların  >1% kısmına ancak hitap edebilecek fiyatlarla dolu mağazalar… Tabii ki lüks ve pahalı mağazalarda olmalı ancak genel yolcu kitlesine hitap eden firmalarda olmalı diye düşünüyorum.

Kapı bölümlerindeki koltuklarda yine yolcuların sıkça ihtiyaç duyabilecekleri elektrik prizleri ve hatta USB girişleri olumlu yönde önemli detaylardan. İkinci güvenlik noktasından kapılar yine biraz abartılı uzak olmuş gibi. Engelli yolcular, kapı değişikliği olan yolcular ve gecikme telaşı yaşayan yolcular bu durumda sıkıntı çekerler.

Koltuklardaki prizler ve ücretsiz WİFİ son derece yolcu dostu fikirler

En olumsuz eleştirilerimden birisi fiyatlar. 330 ml su 6 TL, bir tost 30 TL, 500ml bira 50 TL gibi “vicdan” sınırlarını bile zorlayan fiyatlar, yeni hava alanının kötü şöhretle anılmasını sağlar. Tamam dünyanın her yerinde hava alanları pahalıdır ancak burası abartı olmuş. Yine döviz bürolarındaki kurlar da “ayıp” cinsinden. İnsanların mecburiyetleri bu derece sömürülmemeli bence. Şayet bunların hava alanı ile ne ilgisi var diye soruyorsanız, kime sorsan “kira ücretleri çok yüksek, bu fiyatlarla bile zar zor dönüyoruz” diye şikayet ediyor. Madem işletici firma fahiş kiralar vb. ek gelir kalemleri ile maliyetini çıkaracaktı o zaman neden devletimiz yolcu garantisi verdi diye düşünmeden edemedim. Bu kötü şöhret THY’nin önem verdiği aktarma yolcularının tercihleri üzerinde de olumsuz etki yapabilir. Bir İngiliz 500 ml bira için ~7 sterlin ödediği zaman bir sonraki sefer için olumsuz bir not düşer.

Ayrıca Atatürk Hava limanındaki personelin güler yüzlü elemanlarına ne oldu bilmiyorum ama yeni hava limanındaki benim muhatap olduklarımı biraz “kaba” bulduğumu da söylemek isterim. Hava limanları bir turistin bir ülkeye gelişteki ilk izlenimleridir ve son derece önemlidir. Şöyle denilebilir. Kiminle muhatap oldun? Hava limanı personeli, TGS personeli, hava limanı özel güvenlik ve Gözen Security ile. Genel hava olarak ise olumsuz buldum ve konunun üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum.

Geliş tecrübesi olarak ise klasik indikten sonraki uçakta kalma süresi uzunluğu ilk dikkati çeken detay oluyor. Ancak bu durum çokta abartılıyor çünkü birçok hava limanında da buna yakın sürelerde uçak içinde kalabilirsiniz. Terminale girdikten sonra ki yürüme mesafesi ise kesinlikle abartılı derecede uzun. Birde herkes bantta yürümek zorunda değil, tüm alanı terminal içi araçlarına ayırmak hata. Özellikle uzun uçuşlardan sonra insanlar yürümek isteyebilir.

Pasaport kontrolüne geldiğinizde ise kabinler biraz az gibi geldi bana. Hele ki 200 Milyon gibi iddialı bir misafir söz konusu iken. Pasaport kontrolünden sonra bagajlara ulaşmakta normalden fazla yürümeyi gerektiriyor gibi.

Yani uçaktan çıktıktan sonra ortalama 30 ile 45 dk. civarında bir sürede bavullarınızın yanına gelebiliyorsunuz. Esas olay burada. Bu sürede bile bavullarınız karusele gelmemiş oluyor. İşte bu can sıkıcı bir durum. Bu konuda sorumluluk kimde bilmiyorum ama THY ile geldiğim en az 5 uçuşumda da ben bavullarımdan önce gelip beklemek zorunda kaldım.

Bavullarınızı aldıktan sonra da eğer toplu taşıma araçlarına ve taksilere gidecekseniz biraz daha yürümeniz gerekiyor. Otobüs durakları hiç yolcu dostu değil. Hangi otobüse binmeniz gerektiğini bilmiyorsanız vay halinize ve ayrıca hangi duraktan kalktığını da bilmek gerekiyor. En son oradaki personel “tabelalar yapılıyor” demişti, umarım bir an önce takılır. Otobüslerde nakit para geçmiyor ve ferah ve konforlu. Ancak en azından metro yetişene kadar daha fazla “rota” hazırlanabilir ve daha fazla müşteri memnuniyeti sağlanabilirdi. Hat ve güzergah kesinlikle yetersiz geldi bana. Ayrıca gece yolcusu da mağdur edilmemeli. Saatte bir otobüs frekansı bence yine yetersiz kalmış. Benim bindiğim otobüste yer kalmadığı için en az 10 kişi aşağıda kaldı ve gecenin 2’sinden 3’üne kadar beklemek zorundalar.

Genel anlamda insanı zorlayan yürüme mesafeleri, ulaşımındaki sıkıntılar, hizmet kalitesinin düşüklüğü ve afaki fiyatlar olumsuz tespitlerimdi. Yeterli güvenlik noktaları ile sıra beklemeyi asgariye indirmesi, koltuk prizleri, yeterli tuvalet noktaları, açıklayıcı levhalar gibi yolcu dostu detaylar, ücretsiz wifi, ferah tavan yüksekliği, insanı yormayan aydınlatma sistemi ve havalandırma ise olumlu tespitlerimdi. 

Sonuçta bu hava limanı milli bir servettir, vatanımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Not     : İstanbul’da iken genelde Anadolu yakasında bulunduğumdan dolayı daimi bir Sabiha Gökçen yolcusuyum. Onu da başka bir yazıda değerlendiririz.

Published On: Ekim 25th, 2019 / Categories: Uncategorized /

Subscribe To Receive The Latest News

Curabitur ac leo nunc. Vestibulum et mauris vel ante finibus maximus.

Add notice about your Privacy Policy here.